Utanç davası gizli olarak görülecek! Yayın yasağı da geldi…

Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşında zorla evlendirilmesi ve istismara uğramasına yönelik davanın ilk duruşması bugün görüldü. Mahkeme heyeti, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışındaki tüm katılma taleplerinin reddine ve duruşmanın kapalı görülmesine karar verildi. Salon boşaltılırken, yayın yasağı da geldi.

Utanç davası gizli olarak görülecek! Yayın yasağı da geldi…
30 Ocak 2023 - 19:34

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşında evlendirilmesi ve cinsel istismara uğradığının ortaya çıkması Türkiye’yi ayağa kaldırdı.

Baba Yusuf Ziya Gümüşşel, anne F.G. ve imam nikahıyla evlendirildiği K.İ. hakkında “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan dava açıldı.

Anne ve babanın 22 yıl 6 aya kadar, imam nikahlı evlendirildiği Kadir İstekli hakkında ise ‘zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘cinsel saldırı’ suçlarından 67 yıl 10 ay 15 güne kadar hapsi isteniyor.

Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasının ardından gözaltına alınan sanıklar Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel geçen yıl aralık ayında tutuklandı.

Tutuklu sanıklar Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel ile tutuksuz sanık Fatıma Gümüşel ilk kez bugün hakim karşısına çıktı.

Duruşma öncesi kadın ve sivil toplum örgütleri açıklama yaptı. Topluluk, “Yaşasın kadın dayanışması”“H.K.G. yalnız değildir”“Cemaatlere karşı hiçbir çocuk, hiçbir kadın yalnız değildir” sloganları attı.

“Çocukların istismar edilmesine, intihar adı altında cinayetlerin örtbas edilmesine sessiz kalmıyoruz! Çocuk susmadı, Biz de susmayacağız!” yazılı pankart açan CHP Bodrum Kadın Kolları yaptığı açıklamada, “Bugün burada görülecek dava kadınların ve toplumsal muhalefetin mücadelesiyle açıldı. AKP’nin 20 yıllık iktidarı boyunca tüm olanakları önüne serdiği tarikatlar ne ilk ne de münferit. Yoksul halk çocuklarının Aladağ’da, Taşkent’te, Hiranur Vakfı’nda başına gelenler iktidarın beslediği tarikatların yaydığı karanlığın sonucudur” dedi.

CHP Milletvekili Suzan Şahin, ise “Bu çocuk istismar gördükten sonra bir kadın, bir anne olmuş ve devletin bakanlıklarına Aile Bakanlığı’na sığınmış. Devlet ne yapmış? İki yıl boyunca bu sorumluların hiçbiri emniyete alınmamış tutuklanmamış herhangi biri hakkında bir işlem yapılmamış. Bu bakanlılar ne işe yarar. Bunların üstünü örtelim diye mi varlar” dedi.

Kadınlar Birlikte Güçlü Grubu adına yapılan açıklamada, “Bu çocuk istismarında cemaat ve devlet kurumlarının adeta bir suç şebekesi gibi çalıştığını gördük. H.K.G.’nin 14 yaşındayken gittiği hastanede yaşı reşit birinden alınmış örnekle çarpıtılmış rapor hazırlayanlardan takipsizlik kararı veren savcılığa hepsi bu suça ortak oldu” ifadelerini kullandı.

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, davanın görüleceği İstanbul Anadolu Adalet Saray'ı önünde açıklama yaptı:

“Şunu çok iyi biliyoruz: Tek başına değil, H.K.G tek kurban değil. On binlerce, yüz binlerce çocuk hiçbir denetimi olmayan bu tarikatlara, şer odaklarını kurban verilmiş durumda. Buralarda ne olduğunu bilmiyoruz. Bu çocukların başına ne geldiğini biliyoruz, bu dava münferit bir sapığın davası değil, bu dava bu ülkenin çocuklarına sistematik olarak bir işkencenin davasıdır. Türkiye İşçi Partisi de işte bu yüzden bugün buradadır. Kamuoyuna çağrımızdır: Bu davanın peşini bırakmayın, bu çocuklar bizim çocuklarımız.”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da, “Bir kereden bir şey olmaz demişlerdi. O bir kere dedikleri olaylar üzerinden onlarca yüzlerce çocuk istismara uğradı. Bu siyasi iktidarın politikaları sonucu istismara uğradı.

Davanın görüldüğü duruşma salonunun bulunduğu koridor bariyerlerle kapatıldı.

Adliye önünde toplanan Yusuf Ziya Gümüşel’in müritleri “Hocamıza özgürlük” yazılı pankartlar taşıdı.

Müritlerden bazıları “Yusuf Hocamız yalnız değildir”, “Mahkeme, azgın azınlığa yol verme” sloganları attı..

DURUŞMA KONFERANS SALONUNDA YAPILIYOR

Duruşma öncesi, duruşma salonuna girmek isteyen hukukçular, siyasetçiler ve gazetecilerle güvenlik görevlileri arasında sık sık tartışma yaşandı.

Yoğun ilgi karşısında duruşmanın daha geniş olan konferans salonunda yapılmasına karar verildi. Saat 11.00 sıralarında tarafların çoğunluğu salonda yerini aldı.

ANNE GÜMÜŞEL VE MAĞDUR H.K.G. DURUŞMAYA KATILMADI

Tutuklu sanıklar Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli cezaevinden getirildi. Tutuksuz sanık Fatıma Gümüşel, müşteki H.K.G. ise duruşmaya katılmadı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, H.K.G. müşteki, baba Yusuf Ziya Gümüşel, anne Fatma Gümüşel ve imam nikahlı evlendirildiği Kadir İstekli şüpheli olarak yer aldı.

Mahkeme başkanı, avukatların itirazlarına rağmen iddianameyi okumaksızın katılma taleplerini almaya başladı. SEGBİS kaydı da açılmadı.

Mahkeme heyeti, savunmalara geçilmeden önce 40 ilin baro temsilcisine katılma taleplerini sordu. Baro temsilcileri SEGBİS kaydına alınarak önce iddianamenin okunmasını talep etti.

“DURUŞMA KAPALI YAPILSIN”

İddianamenin tamamı okundu… Duruşma taleplerin alınmasıyla devam etti.

Sanık Kadir İstekli'nin avukatı Eyüp Akıncı söz alarak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışındaki katılma taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti. Duruşmanın kapalı yapılmasını istedi.

AVUKATTAN TEPKİ ÇEKEN SÖZLER

Fatıma Gümüşel'in avukatı, sanıklar ve müvekkili hakkında hakaretler edildiğini belirterek, “İslama ve Müslümanlara olan kinini kusmak isteyenleri bu salonda gördüm” diye konuştu. Gümüşel'in avukatının bu beyanı salonda tepki çekti.

Yusuf Ziya Gümüşel'in avukatının müvekkili için “üstat” ifadesini kullanması dikkati çekti. Duruşmada söz verilen cumhuriyet savcısı duruşmanın kapalı görülmesini talep etti.

Saat 15.40’ta duruşmaya beş dakika ara verildi.

“SİZ DE YARGILACAKSINIZ”

Mahkeme heyeti, bakanlık dışındaki tüm katılma taleplerinin reddine karar verdi. Kapalı yapılmasına karar verildi. Salonun boşaltılmasına karar verildi.

Salondakiler “Ayıp”, “Yazıklar olsun” “Siz de yargılanacaksınız” diye tepki gösterdi.

Heyet, bir sonraki duruşmanın 27 Şubat’ta görülmesine hükmetti.

“DAVANIN SONUNA DEK TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) üyeleri, davanın görüldüğü adliyenin önünde basın açıklaması yaptı. KADEM Hukuk Kurulu Başkanı Helin Görgül, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Sanıkların, çocuğun cinsel istismarı, cinsel saldırı ve nitelikli cinsel saldırıyla suçlandığı davada mağdur can güvenliği sebebiyle 17 Ocak günü İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nde talimat yoluyla dinlenmişti.

 Aile Bakanlığı'nın da müdahil olduğu bu davada bugün Türkiye'nin birçok yerinden baro temsilcileri, birçok sivil toplum örgütü temsilcileri katılmıştı.

Biz de müdahil talebinde bulunduk ancak müdahillik talepleri mahkeme tarafından kabul edilmedi. Sadece mağdur vekilinin davaya katılması kabul edildi ve Aile Bakanlığı'nın müdahilliği kabul görüldü.

Bundan sonraki duruşmanın da kapalı olarak yapılması karar verildi. Toplumun vicdanını derinden yaralayan her olayda olduğu gibi bu önemli davada da yargılamanın en hızlı ve adil şekilde gerçekleştirilmesi, iddiaların aydınlatılması ve sanıkların hak ettikleri cezayı almaları için sonuna dek davanın takipçisi olacağız.”

“CEZA ALMAZLARSA BİRÇOK ÇOCUĞA İSTİSMARIN KAPILARI AÇILACAKTIR”

İstanbul Anadolu Adalet Sarayı önünde açıklama yapan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, şunları söyledi:

“Yaptığımız bu mücadelede içeride 6 yaşındaki bir çocuğun yaşadığı tüm istismarın ayrıntılarını duyduk. Derin bir üzüntü içindeyiz. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde bir çocuk, evlilikle asla yan yana okunamayacak şekilde ailesi tarafından evlendirilmiştir. Bu tarihi davada kapalı celse görülmesine karar verilmiştir. Bu çocuğun yaşadığı zulüm için bugün mahkemede içeriye girmek için çok ciddi çaba harcadık. Eğer bugün istismarcılar dava sonucunda ceza almazlarsa birçok çocuğa istismarın kapıları açılacaktır.”

“BURADAYIZ VE DAVAYI TAKİBE DEVAM EDECEĞİZ”

Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Av. Süreyya Turan ise şu açıklamayı yaptı:

“6 yaşında bir kız çocuğuna yapılan sistematik taciz ve istismarın üstü 18 yıl kapatılmış ancak yaşanan infial ve tepkiler üzerine tutuklama kararı verilebilmiştir. Mayıs ayında yapılacak duruşma da bugüne çekilebilmiştir. Davada gizlilik kararı verilmesi bu davayı takip etmemize engel olamayacaktır. Çocukların ve kadınların taciz ve istismara daha fazla maruz kalmamaları için her kim olursa olsun ifşa edilmeleri ve hak ettikleri cezaları almaları bütün çocukların güvenliği için gereklidir. İstismara dur demek ve suçluların cezalandırılması için buradayız ve davayı takibe devam edeceğiz. Davanın takipçisiyiz.”

“KADINLARIMIZ İÇİN, ÇOCUKLAR İÇİN VAR OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç katılma taleplerinin reddedilmesinin ardından adliye önünde basın açıklaması yaptı. Saraç, şunları söyledi:

* “Altı yaşındaki bir çocuğun istismarı bütün vicdanları, yürekleri, dağladı yaraladı. Bugün Baro Başkanlarımız, kadın hakları merkezleri, çocuk hakları merkezleri temsilcileri, Türkiye’nin dört bir yanından avukatlarımızla buradaydık. Çocukların sesi olmak, kadınlarımızın sesi olmak için buradaydık.

* Eksikti sanıklar, çocuk istismarını yeşerten, laik hukuk devletiyle sorunlu yapıları bu memlekette oy uğruna göz yumanlar da sorumluydu. Bu yapıları denetlemeyenler de sorumludur. Değerli arkadaşlar, annelerin, babaların suça ortak oldukları, şikâyetten vazgeçtikleri bir dünyada baroların avukatların katılma talepleri kabul edilse de, edilmese de hep var olacaklar ve bu duruşmaları takip edeceklerdir.

* Maalesef bugün davanın kapalı yapılmasına karar verildi ve baroların müdahillik talepleri kabul edilmedi ama biliniz ki biz her daim istismara uğrayan bu çocukların sesi olacağız. Adliyenin etraf bu duruşmayı bekleyen yapıları gördünüz.

* Sarıklarıyla, cumhuriyet hukukuyla kavgalı bu yapılar maalesef bu çocuk istismarıyla ilgili olarak da aslında neden denetlenmediklerinin de hesabı verilmesi gerekenlerdir. Biz burada avukatlar olarak her daim kadınlarımız için, çocuklar için var olmaya devam edeceğiz.”

“BU DAVA TARİHİ BİR DAVADIR”

Mahkemenin taleplerini reddettiklerini kaydeden Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez de “Bu bağımsız bir savunmanın göreceği muamele değildir. Maalesef mahkeme başkanı ve heyeti mahkemeden önce duruşmanın büyük salona alınması talebini reddetmiştir. Zorlama ile birlikte duruşma esnasında 1 saate yakın taleplerimiz doğrultusunda sonucunda, duruşma salonu büyük salona aldırtabilmiştir. Kişisel olarak görülen bir dava ya da kişisel olarak gösterilmeye çalışılan bir dava hem mağdur hem de sanıklar açısından kişisel değil toplumsal bir davadır. Bu dava tarihi bir davadır. Bu dava ilerde hukuk fakültülerinde okutulacak emsal bir dava niteliğindedir” dedi.

Suiçmez, mahkemenin katılma talepleri ve duruşmanın kapalı olarak yapılmaması taleplerini reddedettiğini söyleyerek, “Zannetmesinler ki bugün haklı olan katılma taleplerimizin reddedilmesiyle, duruşmanın kapalı hale getirilmesiyle bağımsız savunmanın temsilcisi olan biz avukatlar, barolar, TBB yılacakır, vazgeçecektir” ifadelerini kullandı.


YORUMLAR

  • 0 Yorum