DENİZ İSTANBUL PROJESİ HEYELAN BÖLGESİNDE DEPREME DAYANIKLI MI?

Beylikdüzü Yakuplu Heyelan Bölgesinde bulunan Deniz İstanbul Projesi depreme ne kadar dayanıklı ? Heyelan bölgesi olan yerin imar değişikliklerine kimler imza attı?

DENİZ İSTANBUL PROJESİ HEYELAN BÖLGESİNDE DEPREME DAYANIKLI MI?
01 Mart 2023 - 23:45

Deniz İstanbul Marina Evleri - Emlak Haberi | Yeni Konut Projeleri, Sektörel Haberler Emlakhaberi.com

Alüvyonlar. Beylikdüzü’nde görülen bir diğer birim Holosen'de oluşmuş güncel birikintiler ya da çökellerdir. Bunlar Holosen'e ait kumlu, millı ve çakıllı gereçlerden oluşan alüvyon birikintileridir. Bu birikintiler ilçedeki en genç oluşumlardır. Beylikdüzü’nde alüvyonların görüldüğü alanlardan birisi Kavaklı Dere vadisi tabanıdır. Kavaklı Dere'nin vadi tabanı boyunca alüvyonlar dar bir şerit halinde uzanış göstermektedir (Şekil 2). Alüvyonların görüldüğü bir diğer kesim, Haramidere vadisi tabanıdır. Haramidere vadisinde alüvyonlar daha geniş bir şerit halinde uzanış göstermektedir.

Beylikdüzü, jeolojik-morfolojik yapıdan ve atmosferik koşullarla ilgili süreçlerden kaynaklanan deprem ve heyelan gibi can ve mal kayıplarına yol açabilecek doğal afetlerle karşı karşıya bulunmaktadır. İlçenin sahip olduğu litolojik özellikler, bazı kesimlerde heyelan olaylarının yaşanmasına uygun zemin şartları hazırlamaktadır. Özellikle kum, kil, çakıl, marn gibi gevşek yapılı zeminler, ilçede heyelanların yaşanmasına neden olan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Litolojik özelliklerin yanı sıra morfolojik (özellikle eğim), hidrolojik, hidrojeolojik ve tektonik özellikler ilçede heyelanların oluşumuna neden olan doğal faktörlerdir. Ancak bu doğal faktörlerin yanı sıra insan faktörü de doğal ortama yaptığı çeşitli yanlış müdahalelerle heyelanların oluşumunu etkilemektedir. 

İstanbul ilinin Avrupa yakasının güney kesiminde özellikle Marmara kıyı bölgesinde heyelanların yoğun olduğu bilinmektedir (Duman ve ark., 2006, s. 10). Haramidere'nin ağzı ile Büyükçekmece koyu arasındaki kıyı kesimi ve Büyükçekmece koyunun doğu yamaçları neredeyse tümüyle heyelan sahasıdır (Özgül, 2011, s. 69). Bu heyelan sahalarının büyük bir bölümü Gürpınar ve Çukurçeşme formasyonlarının yaygın olduğu kesimlerde gelişmiştir. Bu formasyonlar kumdan, çakıldan, kilden ve marndan meydana gelen gevşek litolojileriyle heyelan açısından ilçedeki en dayanıksız formasyonları oluşturmaktadır. Beylikdüzü’nde güncel (aktif) ve eski (aktif olmayan) heyelan sahaları yer almaktadır. İlçede aktif heyelanların yoğun olarak görüldüğü alanların başında Gürpınar Mahallesi'nin Büyükçekmece koyuna bakan yamaçları gelmektedir (İmre, 2011, s. 38) (Şekil 3). Dereağzı, Sahil ve Marmara mahallelerinin Marmara Denizi'ne komşu güney yamaçlarında da aktif heyelan alanları bulunmaktadır. Kavaklı Dere'nin doğu yamaçlarında da aktif heyelan alanları görülmektedir (Şekil 4) (Dalgıç ve ark., 2010, s. 60).

 

Beylikdüzü açısından tehlike oluşturan bir diğer doğal afet depremlerdir. İstanbul ve çevresi zaman zaman büyük can ve mal kayıplarına sebebiyet veren depremlere sahne olmaktadır. İstanbul ilinde yıkıcı etki yaratacak büyüklükte depremlerin Marmara Denizi'nde bulunan aktif fay sisteminden kaynaklanması beklenmektedir (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2009, s. 16). Beylikdüzü açısından da benzer durum söz konusudur. Beylikdüzü’nün hemen güneyinde Marmara Denizi içinde uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda meydana gelebilecek olası bir deprem ilçeyi etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir (Şekil 5).



Şekil 5. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Marmara Denizi içindeki uzanımı ve Beylikdüzü’ne göre konumu (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2009).

Kuzey Anadolu Fay Hattı ülkemizin en aktif ve deprem üretme potansiyeli en yüksek fay hattı olma özelliğine sahiptir. Depremin şiddeti ve etkinlik derecesi üzerinde rol oynayan etmenlerin meydana getirdiği bölgesel farklılıklar sebebiyle bazı deprem bölgeleri ayırt edilmektedir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın etki alanında yer alan Beylikdüzü, birinci derecede deprem bölgesi içerisinde yer almaktadır (Şekil 6). Kuzey Anadolu Fay Hattı dışında Beylikdüzü’nü etkileyebilecek bir diğer fay hattı ilçenin doğusunda yer alan Yeşilbayır Fayı'dır. Yeşilbayır Fayı Hadımköy'ün batısından başlamakta, kabaca kuzeybatı - güneydoğu doğrultusunda uzanarak Ömerli, Hoşdere mevkileri üzerinden Küçükçekmece Gölü'nün batısına ulaşmaktadır (Duman ve ark., 2004, s. 20). Beylikdüzü’nü etkileyebilecek bir diğer fay hattı ilçenin batısında yer alan, Büyükçekmece Gölü'nün batısında kabaca kuzeybatı - güneydoğu doğrultusunda uzanan Büyükçekmece Fayı'dır (Şekil 4). 



Şekil 6. Deprem bölgeleri dağılım haritası (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, t.y.).

Beylikdüzü tektonik bakımdan aktif bir sahada yer almakta, deprem üretme potansiyeli yüksek aktif fay hatlarına komşu bulunmaktadır. Bu özellikleri bakımından ilçe birinci derecede deprem bölgesi kapsamında değerlendirilmektedir. İstanbul’da ve çevresinde her yıl değişik büyüklüklerde birçok deprem meydana gelmektedir (Şekil 7). 1999 yılı Marmara depremleri İstanbul'un deprem gerçeğini gözler önüne bir kez daha sermiş; bu depremin yıkıcı etkileri başta Avcılar olmak üzere çoğu yerleşim biriminde gözlenmiştir. 1999 Marmara depremlerinden Beylikdüzü kesiminin çok fazla etkilenmemesi, İstanbul'da depremden etkilenen bölgelerdeki nüfusu (özellikle Avcılar) Beylikdüzü'ne çekmiştir. Beylikdüzü’nde yerleşimin yoğunlaşması, hatta Beylikdüzü'nün ilçe statüsünü kazanması 1999 yılı Marmara depremlerinden sonradır. Bu nedenle ilçede depreme dayanıklı, kalite standartları yüksek binaların yapımına önem verilmiştir. Depremin verdiği hasarın büyüklüğü ve dağılımı, inşaat kalitesi yanı sıra, büyük oranda zeminin jeolojik özellikleriyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle yapılaşma noktaları belirlenirken zemin özellikleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmalıdır. 



Şekil 7. Marmara Denizi kuzeyi ve İstanbul ilinde 1900-2010 yılları arasında meydana gelen büyüklüğü 2'nin üzerinde olan depremlerin dağılımı (Dalgıç ve ark., 2010).

Morfolojik Özellikler

Çatalca Yarımadası üzerinde yer alan Beylikdüzü yerleşim alanı, Küçükçekmece ve Büyükçekmece gölleri arasında nispeten yüksek bir düzlük şeklinde uzanmaktadır. Nitekim Beylikdüzü ismi de bu morfolojik birime istinaden ortaya çıkmış bir tanımlamadır. Bu nispeten yüksek düzlük Dereağzı Deresi ve kolları, Kavaklı Dere ve kolları ile Haramidere ve kolları tarafından yarılmış bir plato görünümündedir (Şekil 8). İlçe arazisi akarsular tarafından yarılmış plato yüzeylerinden ve bunların yamaçlarından oluşmaktadır.  



Şekil 8. Beylikdüzü ve çevresinin 3 boyutlu topografik görünümü  (Gündüz, 2006'dan uyarlanmıştır).


YORUMLAR

  • 0 Yorum